ASALET

Küçüklüğünden beri huzurlu sakin ve iyi döşenmiş bir ev özlemi içindeydi.Okuldan çıkınca kaygı ve korku duymadan gidebileceği,arkadaşlarını ara sıra davet edebileceği bir ev.Göğüsleri çıktığından beri utanıyordu saklamak için sürekli kambur durmaktan artık istesede dik duramıyordu.Annesinden yada babasından en küçük bir ihtiyaçlarını isteyemezlerdi,hem korkar hemde utanırlardı annesinde cevap hep hazırdı maddi durumumuz müsait değil,konu kapanırdı.Okuldaki evişleri dersi Yasemin'in sevdiği fakat aynı zamanda hafakanlar bastıran bir dersti.İstenen malzeleri alan yoktu ,öğretmenin istediği 25 cm.lik opel parçaya iğne ardı ile motif işlenecek ve mendil yapılacaktı ,bunun için günlerce kıvranmış sonunda utana sıkıla yengesine söylemişti ''yengecim opel ve ibrişim ipliği sen alırsan sana seve seve mendil işlerim öğretmenim bakıp not verince geri sana veririm demişti''bu sözleri söylemek ölümden beterdi fakat mecburdu arkadaşlarının yanında rezil olmak istemiyordu.Yengesi peki dedi Yasemin alınan iplikle mendile tavşan işledi öğretmeni Ayşe Emel Tak hanım işlemesine 6 verdi ve çok beğendiğini fakat motifi niçin mendilin ortasına işlediğini sordu.Hakikaten tam ortaya işlemişti halbuki köşeye işlenmesi gerekiyordu zihni o kadar dağınık ve üzgündü ki,unutmuştu.Daha sonraki derslerdede malzeme için evde kavga çıkmasın diye işin çözümünü bulmuştu.Arkadaşlarından bazılarının yününden elbezi,lif işliyor notunu alınca tekrar arkadaşına iade ediyordu.Ara sıra anneannesine gittiklerinde avamın kızı,çorapsız Ali'nin torunu gibi nitelemelerde bulunulur bundan derin üzüntü duyardı.Annesi sürekli kendisinin asil olduğunu ve babasıyla evlenmekle hata ettiğini kaba-saba avam adamın kızı olduğunu çocuklarının yüzüne söylerdi.Evlerinde sürekli iki soyadı çarpışırdısürekli soy kavgası yaşanırdı.Ev ev değil Roma arenasıydı.Şükran soyadı ve soyu ile sürekli övünürdü.Babasının köklü bir ailenin ferdi olduğunu birinci dünya savaşı sırasında bile dedesinin evinde dans partileri verildiğini,İtalya'dan gelen ithal spagetti yenildiğini ,devrin ileri gelenlerinin ailesiyle olan ilişkilerini anlatıp övünürdü.Bu övünme ve eşini aşağılamalar o kadar ileri boyuttaydıki çocuklar annelerini ingiliz filmlerinde gördükleri soylu aileler gibi düşünmeye başlamışlardı.Anneanne Fehiman damadına düşmandı her oturmaya geldiğinde aleyhte konuşmalar yapıyorlar annesi gittikten sonra akşam eşi geldiğinde nasıl anlar ne hikmettir bilinmez (bu gün anan geldi değilmi)der ve kavga başlardı.Bu cehennemden bir kurtuluş yoktu.Yasemin sık sık çok uzak ülkelere gitmenin hayalini kurar atlas elinden düşmezdi.Atlas okumayı çok severdi.Ahhh bir de babası okutmak gibi yanılgıya bir düşseydi bir daha asla hiç birinin yüzüne dönüp bakmayacaktı.Buralardan bir gideydi bir daha asla dönmeyecekti..