The Colours Of Life
  SEVGILI OKULUM
 



                                                  SEVGILI OKULUM
     
1971 yılının Eylül ayı gelmişti,yasemin ilkokula başlayacaktı annesi,okul önlüğünü karşılarındaki tek katlı bahçeli şirin evde oturan Gülsüm teyzeye diktirdi.Dalgalı kısa koyu kumral saçları olan bu kadın son derece titiz hamarat iyi huylu biriydi.Tatar olduğu söylenirdi,yasemin tatarın ne olduğunu bir türlü anlayamazdı.Tatar denilince aklına Gülsüm teyze gelirdi.Kayıt için resim çekilmeliydi,Şükran komşu Fahriye ablaya rica etti o da kabul etti.Fahriye abla evde sürekli başında beyaz tülbenti ve ayak bileğine kadar uzun basma etekle dolaşırdı.İkisi kız üçü erkek beş çocuk sahibi Fahriye abla yumuşacık ve sakin konuşan bir hayli uzun boylu aslen Of lu bir hanımdı.İşte bu Fahriye ablanın dairesine çıktı yasemin.Kapının zilini çaldı ben hazırım dedi.Fahriye abla da hazırdı bir tek eşarbını bağlayacaktı tülbentini çıkardı yasemin ilk kez saçlarını gördüğü için şaşırmış dikkatini çekmişti iyice beyazlaşan saçlar grimsi bir hal almış Fahriye abla onları sıkı bir topuz yapmıştı.Eşarbını özenle bağladı hadi çıkalım dedi.
Yasemin sevinçle elinden tuttu,Bakırköy meydanına yakın bir yer olmalıydı fotoğrafçının yeri.Yaseminin saçları kısa küt ve kaşlarının üstüne dökülen kahkülü vardı.Fahriye abla resim çekilmeden az önce o kahkülü böyle daha iyi olur diye yana doğru taradı.Birkaç gün sonra resimler geldiğinde annesi Yasemin'e çok kızdı kahkülünün yana taranmasını köylü saçı olmuş diye niteledi ve niçin izin verdin yan taranmasına ben zaten taramıştım bak köylü gibi olmuşsun diye epey söylendi.
Çocuk izah etmeye çalışıyor ama annesini ikna edemiyordu.
Babası ona kırmızı ufak bavul modeli bir okul çantası almıştı,ne şeker bir çantaydı bu!Sevinçle pazartesi gününü bekledi okulun ilk günü annesiyle birlikte gittiler.Evlerine çok yakın olan bu okul henüz yeni açılmıştı.Adı Hamdi Akverdi İlkokuluydu.Yapılan konuşmalardan sonra sınıfı belli olmuştu.  Sınıflara doluştular ,veliler de sınıftaydı.Annesi Yasemin'e baktı ---sen git anne ben okulumu sevdim dedi.Annesi eve gitti yasemin ağlayan çocuklara hayretle bakıyordu ne vardı sanki ağlayacak ,hemen sağındaki solundaki çocuklarla konuşmaya sorular sormaya başladı.Kendisi gibi kahküllü kısa saçlı ,esmerce bir kızla konuşmaya başladı.Ona yanıma gelsene dedi yanyana oturdular ,öğretmen o sırada sınıfa girdi.Veliler gittiler,öğretmen yaşlı,saçları bembeyaz pamuk gibi sevimli biriydi.Çocuklara güzel bir konuşma yaptı bütün çocuklar rahatlamış ,ağlayanlar susmuştu bu sevimli ve iyi kalpli öğretmenin adı Kamil Çınar 'dı.Zil çaldığında sevinçle bahçeye koştular ,Yasemin'in seçtiği arkadaşının adı FatmaAcar dı.Annesi ölmüş babası orman bekçisiydi.Sınıfta güzel arkadaşlıklar kurmaya başlamıştı .Sibel ve Sinan Bardakçı kardeşler,Cenk İmre,Mine ve Ömer Çelikten kardeşler,sürekli define hikayeleri anlatan Harun Reşit Arabacı,ve uzun kumral saçları yuvarlak güzel yüzü ,bütün sakinliği ile Amber Sibel Kadıköylü.Konuşması ve yürüyüşü pek edalı iyi bir kızdı.Yasemin ona bakınca çok hızlı hareket edip,hızlı konuştuğunu,aceleci olduğunu anlıyordu.
Evlerinin biraz ilerisinde çocukların bayır dedikleri alanda okul dışı zamanlarında toplanır türlü çeşitli oyunlar oynarlardı.Stefan,Monik,Dora,Nurcan,Nebiha ve Tuna en yakın ,en sevdiği mahalle arkadaşlarıydı.
Okula her sabah sekize çeyrek kala gitmesi gereken yerde babası asla erken göndermezdi.Her sabah radyoda saat sekiz burası Istanbul radyosu Serap Mutlu'dan şarkılar dinleyeceksiniz anonsunu duyunca giyinmiş bekleyen Yasemin evden fırlardı.Bazı sabahlar Özden Orhon ,İnci Çayırlı şarkı söylerdi babası onları da severek dinlerdi Bir tek Tulin Korman 'ının adını dyar duymaz radyoyu kapatırdı .Yasemin buna hiç bir mana veremezdi ,daha sonraki zamanlarda bu hanımın sesine tahammül edemediğini öğrenecekti.Serap Mutlu 'nun sesi ise babasında yatıştırıcı etkisi yapardı,bu hanım şarkı söylerken babası mest olur sükut içinde dinlerdi.Yasemin bunu bildiği için ses etmemeye dikkat ederdi.Okulda öğlene kadar ders görülür öğle vakti çantalarını sıranın gözüne bırakıp yemek için evlerine giderlerdi.Yemekten sonra tekrar okullarına döner öğleden sonraya kadar kalırlardı.Cumartesi günü öğlen saat 13.00 da İstiklal Marşı okunup evlerine dağılıyorlardı.

 
 

© Copyright Colours Of Life Tüm Hakları saklıdır
 
 
© Copyright Colours Of Life Tüm Hakları saklıdır myspace layouts

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol