|
|
|
NERİMAN HALA
1973 yılındaydılar ,yaz mevsimi bütün güzelliğini sermişti ,okulların kapanmasına da az kalmıştı. Yasemin ' lerin evine memleketten misafir gelecekti bunlar Neriman halası ve iki çocuğu idi. Almanya'da işçi olarak çalışan halasının eşi ailesini bu defa yanına almak istiyordu. Neriman çok güzel bir kadındı buğday tenli, simsiyah gür saçlı ,ela gözlü, yay gibi belirgin kaşları olan uzunca boylu hoş bir kadındı, evliliği boyunca yüzü hiç gülmemişti ,belki bundan sonra iyi olurum ümidi vardı .Misafirliğinin ikinci günü ilk kez geldiği Bakırköy'ü biraz dolaşmak istedi bu arada postaneyede gitmesi gerekiyordu. Şükran kaybolur endişesiyle kaygılandı Neriman ısrar etti bunun üzerine Şükran postanenin yolunu tarif etti. Neriman giyinip hazırlandı doğrusu çok şıktı , güzel bir boy elbisenin üzerine o sene pek moda olan siyah uzun bir maksi giymişti .Omuzlarına inen siyah saçlarını özenle taramıştı .Kendine olan sonsuz güveni ve güzelliğiyle Neriman hala, abide gibi bir kadındı. Hoşçakalın hemen gelirim dedi ve çıktı. Onun dönüşüne kadar Şükran kaygıdan kıvrandı durdu ,bir kaç saat sonra bütün güleryüzlülüğü ile Neriman döndü, sakin ve neş'esiz evleri birkaç günlüğünede olsa renk kazanmıştı.
Cumartesi günü gelip çatmıştı ,Yasemin'in babası ,kızkardeşi ve çocuklarını kendi eşini cumbur cemaat taksisine doldurmuş Yeşilköy havalimanının yolunu tutmuştu. Yolda son tembihler yapılıyordu. Ağabey olarak kızkardeşi Neriman'a en kısa zamanda çocuklarıda dahil olmak üzere almancayı eniyi şekilde öğrenmesini sıkı sıkıya tembihliyordu.Nihayet Neriman ve iki çocuğu yola çıktılar.
Şükran apartmanda pek kimselerle samimi olmayan kendi halinde biriydi. Karşı dairedeki Şerife hanım en sık görüştüğü kişiydi. Bu yaşlı istanbul hanımefendisi yalnız yaşıyordu, hayatta iki oğlu vardı onları binbir güçlükle tek başına büyütmüş yetiştirmişti. Her iki oğluda sosyetik ,zengin hanımlarla evlenmiş annelerine sırt dönmüşlerdi. Dairesinin bir odasını kiraya veren yaşlı kadın bin bir güçlükle geçinmeye çalışıyordu.İki odalı dairenin diğerinde kendi kalan Şerife hanım ,her cuma ayrı bir türbeye ziyarete giderdi. Bu haftada Zuhurat baba ya gidecekti.Yasemin de gitmek istedi ,annesi evde sıkıldığını biliyordu izin verdi.Şerife hanım ve Yasemin elele tutuştular yürüyerek Bakırköy meydanına geldiler ,orada 23 nisan törenleri yapılırdı ,Atatürk'ün elinde şapkasıyla heykeli vardı Yasemin'in en sevdiği yer burasıydı.Yüksekçe duvarlarla çevrilmiş ulu ve sık ağaçların bulunduğu bir yerin önünden yürüyorlardı.Buranın mezarlık olduğunu duymuştu küçük kız duvarların önünden yürürken öyle ürperip korkuyorduki adımları hızlanmıştı.O kocaman koyu yeşil servi ağaçlarının peşinden yürüyerek geliverecekleri hissine kapılıyordu, büyük servi ağaçlarından duyduğu korku yüreğine öyle kök salmıştıki bu ,ileriki yıllardada etkisini sürdürecekti.İki yüz metre kadar ileride arka arkaya dizilmiş süslü faytonları görünce korkusu biraz hafifler gibi oldu.Bunlarla gezmek ne güzel olurdu diye düşündü.Epey yürüdükten sonra cıvıl cıvıl dükkanların olduğu bir yerde yanyana dizilmiş parlak sarı demirleri renkli boyalı ön yüzüyle dikkatini çeken ayakkabı boyama sandıklarına ilişti gözleri .İyi giyimli beyler ayakkabılarını o parlak demirlere koyuyor boyacı büyük bir ustalık ve hızla fırçalıyordu.Nihayet kalabalık bir kadın topluluğunun olduğu bir yere geldiler.Şerife hanım Yasemin'i yanına çekti ellerini açıp gözlerini yumarak mırıl mırıl dua etmeye başladı.Duadan sonra tanıdık simaları gören yaşlı kadın onlarla sohbete daldı.
Yeniden yola koyulma vakti gelmişti bu defa evlerine dönüyorlardı.Yasemin epey yorulmuştu,fakat gezdiği için çok mutluydu.
|
|
|
|
|
|
|
|
© Copyright Colours Of Life Tüm Hakları saklıdır
|
|
|
|
|
|
|
|