The Colours Of Life
  EV ISI DERSI
 



                                                    EV İŞİ DERSİ


             Ortaokula yazılma vakti gelmişti.Baba kızını okutmak istediğini söylüyordu fakat ortada herhangi bir çaba bu yönde olumlu bir işaret görünmüyordu.Emel kaygı içindeydi okula devam etmeyi çok istiyordu çok başarılı bir öğrenciydi ve öğretmeni mutlaka okul hayatına devam etmesi gerektiğini söyleyerek babasına hitaben bir de mektup yazmıştı.Şadiye  evde kurulu olan çorap makinesinde çorap dikiyordu eşi ise bir müddettir işsizdi.Anneanne Fehiman hanım kesinlikle okul fikrine karşıydı,ona göre Emel  annesine çalışarak yardım etmeliydi.Maddi yönden bir hayli zengin olan teyzesinin kızı Feriha o yıl orta ikinci sınıfa geçmesi gerekirken sınıfta kalmış kitaplarını teyzesinin kızı Emel'e vermişti.O gün teyze kızı misafir geldi ve iki çocukluk arkadaşı samimiyetle konuşmaya başladılar.Konu döndü dolaştı okul konusuna geldi ,Emel, okula gideceğini babasının söz verdiğini söyledi ,bunun üzerine Feriha ani bir tepki gösterek şimdi kitaplarımı vereceksin diye haykırdı..Emel  hemen arka odaya giderek fileye doldurduğu kitapları getirip verdi. Kitapları alan teyze kızı giderken -ben sana okumayacaksın zannedip vermiştim kitaplarımı diyerek hışımla döndü gitti.Bu olay Emel'i çok üzmüştü.Bir kaç gün sonra dedesi  Hüseyin  efendinin kitap ve kıyafet masraflarını karşılayacağını haber aldığında dünyalar onun olmuştu.Hemen fotoğraf çekilmesi gerekiyordu.Akşam babası eve geldiğinde yine annesiyle tartışmaya başladılar çocuklar korku içinde bir babasına bir annesine yalvarıyorlar ve her zamanki kanlı kavgalardan biri olacak korkusuyla çırpınıyorlardı.Neyse ki sadece ağız kavgasıyla konu bitmişti.Ertesi gün  Emel  evişleriyle uğraştı durdu.Öğleden sonra fotoğraf çektirmesi için izin verildiğinde saçını bile taramayı unutarak koştura koştura yakındaki Leon amcaya gitti tek başına resmini çektirdi yine koşarak eve geldi.Okul için forma dikilmeliydi ,annesi bu konularla hiç ilgilenmiyordu ,aklına beşinci sınıftan arkadaşı geldi annesinden izin alıp konuşmaya gitti akşam üstüydü arkadaşı Elmas iyi bir kızdı annesi terziydi.Kapıyı Elmas açtı annesi mutfakta balık kızartıyordu ,Emel'e şöyle bir göz atıp hayrola kızım dedi.Emel , bütün ikna edici tavrını takınıp derin bir nefes alarak bir çırpıda çok zor durumda olduğunu acele forma dikimine ihtiyacı olduğunu annesinin kimseyi tanımadığını sayıp dökerek -eğer siz önlüğümü dikmezseniz okuldan mahrum olacağım lütfen yardım edin diyerek konuşmasını tamamladı.Terzi kadın büyük bir şaşkınlıkla elinde balık maşası Emel'e öylece bakakalmıştı.Ay ben şaştım bu işe tatlım yarın getir kumaşını bir çaresine bakalım dedi.Babası eve gelmeden önce evde olmalı fikriyle yine koşarak evine gitti ve yaptığı konuşmayı anlattı annesi hiç renk vermeyen yüz ifadesi fakat memnuniyetsiz bir tavırla içeri gitti biraz sonra lacivert bir parça kumaşı getirip Emel'in önüne fırlattı. Emel bu hallere çok üzülüyordu ,altı üstü bir okula başlayacaktı niçin herşey bu kadar zor oluyordu.Birkaç gün sonra forması dikilmiş ,kitapları alınmış ve okula başlamıştı.Çok mutluydu ,keşke okuldaki saatları hiç bitmese evine geri dönmeseydi.Okulda her şey iyi ve güzeldi eve dönerken karnında sebebini bilmediği bir karın ağrısı olurduki kıvrandıran bu ağrı bir kaç saatdan önce geçmezdi.Bir kaç gün böyle geçti ,nihayet evişi dersine girecek olan bir hanım öğretmen gerekli malzemeleri söyledi biriki yün yumağı ve örgü şişi.Emel bunu nasıl söyleyeceğini bilemiyordu.İmdadına o sıralar hamile olan yengesi yetişti ,yumağını ve şişlerini o aldı  Emel çok sevindi zaten örgüye merakı vardı.Yengesi biraz tarif etti birazda okulda öğrendi derken başladığı atkı bir karış uzunluğa gelmişti.Akşam yemeğinden sonra eline aldığı örgüyü örmeye başladı.Annesi eşine dönerek -bana yardım edeceğine bak ne yapıyor dedi.Babası hışımla elinden aldığı şişleri eğip bükerek fırlattı annene yardım et bunu yapma dedi.Emel sessizce yamulmuş şişlerini aldı yatma zamanı gelince yatağında oturduğu yerde gece lambasının çok az ışığında şişleri düzeltip yeniden bir kaç sıra işledi.Örgüsü epey olmuş bitmeye az kalmıştı.Bir akşam odasında yatma zamanı elinde örgüsüyle babasına yakalandı.Babası çık kızgındı hemen örgüsünü aldı ipi koparttı sonra şişleri yamulttu daha sonra hem örgüyü hemde şişleri pencereden sokağa fırlattı.Emel  dayak yerken kaçma adeti olmayıp olduğu yerde çöktüğü halde o gece antreye kaçmıştı.Ayakkabılığın tam yanında babası sille tekme dövmeye başlamıştı.Bir ara ayakkabısının bir tekini kafasına doğru kaldırdığını gördü.Emel'nin kafasından kan fışkırıyordu yüzüne inen kanın sıcaklığını hissediyordu.Başına bez ,parça ne bulsa bastırdılar kan durmamıştı ,evlerinin yakınındaki yaşlı eczacıya gitmesi söylendi başına bastırdığı bezle eczacının evinin zilini çaldı evi ve eczanesi yanyanaydı.Yaşlı adam geldi hiç soru sormadan manidar bir bakışla yüzüne bakarak -çocuğum kimsen yokmu senin dedi.Emel eve çabuk gitmeliyim diye cevap verdi.Eczacı ,başının yarılan kısmındaki saçları kesti ,dikiş atıp ilaçladı kız kendisine soru sorulmasın diye aceleyle çıkıp evine gitti.Ertesi gün okula başında düz siyah renkli bir eşarpla gitti, başındaki açıklığın görülmesinden utanıyordu.Öğretmenlerine düştüğünü ve başının yarıldığını söyledi.Hepsi de çok iyi ve anlayışlı insanlar olan Gedik paşa ortaokulu öğretmenleri siyah eşarbı problem etmediler.Daha sonraki aylar içindede bir kaç defa kafa yarılması ve şiddetli dayak olayları yaşanmış en son defasında yaşlı eczacının--kızım nedir bu rezalet veline söyle çingene desem değilsin nedir bu şiddet kavga karakola söyliyeceğim dediğini annesine söylemişti.Bu sarfedilen sözden sonra kafa yarılması olayı meydana gelmemişti.Fakat Emel ve kardeşleri en şiddetlisini Emel yemek üzere anneleri her şikayet ettiğinde haşat edilmeye devam edilmişti

 
 

© Copyright Colours Of Life Tüm Hakları saklıdır
 
 
© Copyright Colours Of Life Tüm Hakları saklıdır myspace layouts

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol