|
|
|
MELAHAT
Melahat 16 yaşında 1.60 boyunda buğday benizli ,iri gözlü halim selim ,sakin bir kızdı.Annesi tarafından ilkokulu bitirince okula gitmesi engellenmiş ev kızı olarak yetişmesi ve evin bütünüyle çekip -çevrilmesi işi omuzlarına yıkılmıştı.Son derece disiplinli,ılımlı davranmak nedir hayatta bilmeyen ve hep isteklerinin yerine getirilmesine alışkın annesi vardı.Babası ,sert görünümlü ,sürekli çalışan ve eşinin bitmek tükenmek bilmeyen isteklerine yetişmek için çabalayan ,çocuklarına değil sevmek ilgi göstermek onlarla pek konuşmayan bir adamdı.
Melahat uykuyu seven bir çocuktu fakat evlerinde hayat çok erken saatlerde başlardı.Derin uykusundan annesi Radife'nin ayağı ile kalçasını dürtüp ileri geri sallamasıyla uyanırdı.Radife çok konuşan ,çenesi ve kötü sözleriyle insanı canından bezecek hale getirip karşısındaki insanın takatten düşmesine sebep olan bir tipti.Yine aynısı olmuştu.Söylenerek ,kızını uyandırdı.Melahat yattığı yer yatağından kalktı ve hemen şöyle bir üstünü düzeltip yatağını katlamaya başladı.Katladığı yatağı omuzuna alıp dolaba götürdü.Günlük maraton başlamıştı ,ilk iş soğuk suyla elini yüzünü sabunlayıp ev işlerine başladı.Oturdukları ev aslında tek kat olarak yapılmıştı.Zaman içinde ikinci ve üçüncü katları çıkıp bahçesine de altıgen şeklinde fıskiyeli bir havuz yaptırmışlardı.Sürekli oturdukları yer orta kattı.Akşam yemeğinden sonra Radife ve eşi üst kata çekilirlerdi.
O gün öğlene kadar orta dairenin temizliği ancak bitmişti.Sabah kahvaltısını henüz yapmamışlar önce iş bitsin istemişlerdi.Melahat çok acıkmıştı anne yemek yesek dedi.
Radife--İyi zaten yiyeceğiz iş bitti ölmedin ya diye cevap verdi.
Öğle yemeğini yediler ,Melahat,işlediği makina nakışının başına oturdu.Beyaz iş yatak takımı işliyordu.Bu konuda çok becerikli bir kızdı.Birbirinden güzel değişik modellerde nakışlar işliyordu.Çoğunlukla annesinin kullanması için işlediğinden henüz kendi çeyizine sıra gelmemişti.
Hava bir hayli sıcak günler uzundu.Melahat bir kaç saat ara vermeden nakışa devam etmişti saat 16 sıralarıydı ki zil çaldı.Radife orta katın kapısının önünde bulunan otomatiğe bastı pencereden bakarak kimin geldiğini anlamaya çalışıyordu,koridorumsu geçitten yürüyerek gelenler iki kadındı avluda altıgen havuzun yanında durup ,pencereden bakan Radife ye Tanrı misafiriyiz kabul ederseniz dedi.Radife kadınların giyim-kuşamlarından görücü geldiklerini anlamıştı.Yukarı buyrun dedi.İki kadın orta kata çıkmak üzere merdivenlere yöneldiler.Radife kadınlar merdivenden çıkarken kızına --haydi git giyin üstünü demesiyle Melahat arka odaya kaçtı.
Görücü gelen iki kadını Radife eşlik ederek büyük odaya almış karşılıklı konuşmaya başlamışlardı bile.Gelen kadınlar tavsiye üzerine evi arayıp bulmuş aynı esnaftan kişilerin hanımıydı.Esmer, burnunda kötü şekilde şark çıbanı izi olan kurnaz bakışlı kadın oğlu askerden gelen müstakbel kayınvalideydi.Çıtı-pıtı beyaz tenli konuşkan ve sevimli olan komşusu idi.Kadınlar kendilerini tanıtırken Melahat krem rengi, kruvaze yakalı ,şık bir boy elbise giymiş rugan iğne topuklu terlikleriyle kolonya ve badem şekeri ikram etmişti.Melahat kahve pişirmek üzere mutfağa gittiği sırada kayınvalide doğrudan niyetlerini açtı.Radife şaşırdı zira ilk gelişte kız istenmesi pek sık olmazdı.Babasına da ileteyim dedi.
Kahveler içildi kadınlar vedalaştılar.Bir kaç gün sonra müstakbel kayınvalide telefon etti akşam gelmek istediklerini söyledi.Radife buyur etti.Akşam yemeğinden sonra damat adayının anne ve babası gelmişlerdi.Pastalar yenilmiş,çay-kahve,meyve derken vakit bir hayli ilerlediği halde oğlan evi bir türlü söz açmamıştı.Nihayet gecenin sonunda damatın babası cebinden bir bilezik çıkarmış ve karısına vererek şunu al demişti.Kayınvalide bileziği alıp, kıza tak bakalım dedi.Kızın ölçüsünü alıyorlardı.Ölçü alınmış kız ve oğlan birbirini kaçamak bakışlarla yarı görmüş -görmemiş arası olmuştu.
Bu gülünç ve kimsede görülmedik akşam sona ermiş damat adayı,ana ve babası gitmek için kalkmışlardı.Evin büyük oğlu ve gelini dışında bu durumun anormalliğini dile getiren hiç kimse olmadı.Radife tam anlamıya kızını vermeye odaklanmış damata aklı gitmişti.
Müteakip günlerde çarşıya çıkıldı,alış-verişler yapıldı.Radife ,Oğlan tarafının geleneklere uymayan bütün yamuk davranışlarını görmezden geliyordu. Nişan hemen yapılmış nikahın en kısa zamanda yapılması kararlaştırılmıştı.Üç ay nişanlı kaldılar bu süre zarfında ne melahat nede nişanlısı mehmet birbirlerini görmemişlerdi.Kayınvalide ara sıra kız evine geliyor biraz sohbet edip gidiyordu.Radife her seferinde inanılmaz potlar kırıyor burnu pek havada olmasına rağmen nedense oğlan evinden kızı için gerekli olan harcamaları bile istemiyordu.Bu durumu kendi lehine çevirmek isteyen oğlanın anası yemek masasını ve gelinliği Radifenin üzerine yıkmak istemişti.Bunu duyan evli büyük oğlunun, damadın babasıyla konuşması ilginç olmuştu.Kızın abisi her iki tarafında üstüne düşeni yapması gerektiğini aksi takdirde işine gelmeyenin dönmesinin iyi olacağını söylemişti.Kız tarafından böyle bir rest beklemeyen damat tarafı susmuş fakat ufak tefek saçmalıklarına gene devam etmişlerdi. Nikaha bir gün kala kız annesi ve damadın annesi biraraya geldiklerinde tutulan evle ilgili konuşuyorlardı.Aslında ev radifenin hoşuna gitmemişti ama olmasın da dememişti.İki kadın başbaşa konuşurken kızının adet gördüğünü ve nikah tarihide çoktan belirlendiğinden mecburen melahata kan kesici ilaç vererek güçlüklede olsa regli durduklarını söyleyiverdi.Damadın annesi duyduklarından hiç hoşnut olmamıştı.Radife söze devam etti;sizden bir ricam var biliyorsun benim kızım bir tane ve beş abisi var.Zifaf gecesinin sabahına katmer yollamayın oğullarıma karşı çirkin bir durum olur bunu önemsiyorum dedi.Damadın annesi ikinci şoku yaşamıştı zira memleketlerinde böyle bir uygulama düşünülemezdi bile.Katmer gönderilmesi gelinin şerefiydi bakire çıktığının işareti anlamındaydı.Komşulara dağıtılırdı.Fakat kız annesine hak verdi çünkü bu aile hala kırk yıl önceki usullere göre yaşayan bir aileydi son derece tutucuydu ,beş abili bir eve sabahın köründe katmer yollamak hakikaten hoş bir iş değildi.Ertesi gün nikah günüydü.Ailenin kadınları melahat ın gelin gideceği evi döşemiş çeyizlerini asarak sergilemişlerdi.Melahat sanki gelin gidecek kişi kendisi değil de başkasıymış gibi koşturup duruyordu.Evlilikle ilgili en küçük bir bilgisi olmayan adeta cendere içinde büyümüş bir kızdı.İlkokul bittikten sonra değil erkek arkadaş bir kız arkadaşı bile olmamıştı.Sürekli temizlik yapan nakış işleyen bir kızdı.Arada bir annesiyle alış-verişe çıkarsa çarşı mağaza görürdü.Radife ve eşi herkese kapılarını kapamış ikiside kendi sülaleri ile bile gidip gelmeyen insanlardı,sadece rastlaştıklarında selam-sabah ederler bir kaç cümle konuşurlardı.Ne radife nede eşi bayramlarda aile ziyaretlerinde bulunmazlardı.Böyle şeylere ihtiyaç olmadığını söyler anlamsız bulurlardı.Bu durum Melahat ın nikahında da etkisini gösteriyordu.Radifenin ailesinden sadece iki evli çift ile 3 hanım tek başlarına gelmişlerdi.Eşinin tarafından da gelenler beş-altı kişiyi geçmiyordu.Salonu dolduranlar eşinin iş çevresinden ve damat tarafından gelenlerdi.Sade hatta sönük bir nikah olmuştu.Nikah sonrası genç çift kendi evlerine gitmişlerdi.
Melahat koltukta gelinliği ile oturuyor damadın söyleyeceği sözü bekliyordu.Sakin görünüşüne rağmen son derece tedirgin ve korku içindeydi.Damat mehmet ise zaten durduğu yerde duramayan pimpirikli bir tipti hareketleri iyice tedirgin bir hal almıştı.Melahata bağırarak niçin odasına gitmediğini sordu ,melahat telaşla gelinliğinin eteklerini iki eliyle tutarak hızla eşinin yanına yöneldi yatak odasının kapısından içeri adımını atar atmaz suratına okkalı bir tokat indi.Kızcağız eşinin niçin bağırdığını bile anlayamadan tokatı yemiş karyolaya oturuvermişti.Mehmet üzerine doğru hızla gelince iyice korkmuş iki eliyle yüzünü kapamıştı.Fakat bununla kurtulamamış bir yandan ellerini açmaya çalışan mehmet öteki eliyle saçlarındaki çiçekleri yolup koparmaya başlamıştı.Çiçekleri koparıp atan saçlarını çekiştiren ve duvağını hışımla çekip fırlatan damat bir yandan da söyleniyordu.Demek adet görür hap içersin ha kibirli alçak baban gelsin de seni kurtarsın bakalım diyordu.Bu şekilde hayvanca davranışa maruz kalan genç gelin dehşet içindeydi.Hayal kırıklığı,korku,acı ve aşağılanmışlık hislerinin sarmalı içinde boğuluyordu. Mehmet gece yarısu uykuya dalmış ,melahat misafir odasındaki kanepede oturmuş ağlayarak sabahı etmişti.Sabah erken uyanan mehmet misafir odasının kapısında dikilerek -çabuk giyin annemlere gidiyoruz demişti.Melahat bir dehşet kuyusundan adeta ötekine düşüyordu.Nasıl olur diyebildi.Henüz akşam bu eve geldim sabah-sabah çıkamam utanırım herkes ne der?Bu söz mehmet i yeniden saldırganlaştırdı.Masumane yerinde oturan korkuyla ayağa kalkmış anlayış göstermesini bekleyen melahat a yine vurmaya başladı.Genç gelin tokatların tesiriyle kanepeye düşmüş ince topuklu terlikleri ayağından fırlamıştı.Damat yere eğildi terliğin tekini aldı ve topuğu ile melahat a vurdu vurdu.
|
|
|
|
|
|
|
|
© Copyright Colours Of Life Tüm Hakları saklıdır
|
|
|
|
|
|
|
|